3 Mart 2014 Pazartesi

30 MART SEÇİMLERİ, GEZİ’NİN KURDUĞU ZEMBEREĞİ BOŞALTMAYA YÖNELİKTİR…HER VERİLEN OY (HELE CHP’YE…!) AKP HÜKÜMETİNİN ÖMRÜNÜ UZATACAKTIR!... YAŞASIN ŞAFAK BAŞGAN!!

Erdoğan alternatifsiz! Etrafında zeki adamlar var ve ortamı çok iyi okuyorlar …Erdoğan ,muhalefetin yolsuzluk karşıtı siyasetinin kurucu bir siyasi strateji olmadığının farkında..Bu salt destekleyici ve konjonktürel bir taktik olabilir,olsa olsa…Ülke,Erdoğan sayesinde doğaya açık ,pervasız saldırıların devşirdiği sermaye değer dönüşümleri ve aşırı sermaye aspirasyonları ile faz değiştirdi.Fakat sadece ekonomi ve sosyal yapı fazları dönüştü,politik faz ise bir önceki vesayet çağında takılı kaldı...Erdoğan fazla zeki değil ama gözükara davranabiliyor:“…Belediyelerin mücavir alan sınırı kalkacak,il idari sınırları belediye sınırı olacak..köy statüsünde hiçbir yer kalmayacak, her yer mahalle olacak.“(Denizli Mitingi konuşması).Ülkeyi bir duvar ve içinde yer aldığı çayırda otlayan inek olarak hayal edersek, bu duvar 10 yılda bisküvit örgüden tuğla örgüye geçti,inek te semirdikçe semirdi ve otlağından büyük hale geldi.Şimdi artık ineğin yeniden doymak için bu kez duvarı kemirmesi gerek..Bunu nasıl başardı!!?..Erdoğan; yarattığı AKP orta sınıfından bir iç ülke oluşturdu..Demokratik bir memlekette aslında ülke-mekana yayılı olması gereken genel politika alanını,sermaye hareketlenmelerini daha fazla kontrol amacıyla AKP lilerden yarattığı bu iç ülkeye kadar büzdü.AKP li olmayanları dışarıda bıraktı.Erdoğan, laikliğin devletin ideolojik bir aygıtı olduğunu (kulakların çınlasın Althusser…!) parti siyasetinin içeriği olamayacağını,olursa bunun laisizm olarak bu siyaseti güden yapıyı boğacağını da bir yerlerden öğrenmişti…CHP yi yolsuzluk siyasetine,MHP yi artık eseri kalmamış kırsal şehir siyasetine çekti…Ve sağ muhafazakar siyaset sektöründe rakipsiz kaldı..CHP sağ muhafazakar, laisist bir patlak lastiktir…MHP ise adam suya düşmüş boğulmak üzere iken ‘’yetişin!!.kurtarın…!. adam suyun dibinde açlıktan ölecek..!’’ çığlıkları atan bir retro.Sol siyaset demek,politik baz ile sosyal baz’ı, ekonomik baz aracılığıyla senkronize etmek demektir.Böylece aşırılanmış bir siyaset gücünün ağırlığını toplumsal hayata yedirmek suretiyle hafifleterek, parlamentarizm’i demokrasi algısı olmaktan uzaklaştırmak demektir.Sağ muhafazakar CHP; ölçek/faz değiştirmiş,karmaşıklığı tepe yapmış bir toplumsallığı ve iktisadı bir önceki çağın politik fazı–Demirel Makyavelizm’i- ile yönetmeye kalkışıyor.Kılıçdaroğlu ile, Sarıgül ile, Tekin ile hareket edebilecek tek isim Güniz Sokakta oturan Süleyman Demireldir. -gerçekten üzgünüm-CHP nin sonu hüsran… Kürt siyasi hareketi ise silahlı eylemle evrildiği için tüm çabalarına karşın sıkışmış,sivilleşme sıkıntısı çeken,nötr bir harekettir.Kendisini bugünün gündemi içinde tutmakta zorlandığı için dağınıktır.Kaygılarını ülkenin kaygıları haline getirememektedir.Bu nedenle HDP’de baştan ölü doğmuştur.Komünist ve sosyalistler ayrı bir hava.. Yaşanılan dünyayı idealize ederek,lafların içine tıkıştırarak,sıkıcılıktan öldürmekte ısrarcılar.Anlamıyorlar ,anlamayacaklar..Tarih, en çabuk sol kesimde kısa raf ömürlü ambalajlı ürünler koleksiyonu haline getirilmekte..Çok üzücü.. Şimdi Erdoğan sağ muhafazakar bir partinin lideri olarak biliyor ki ; sağ muhafazakar kesimden ne CHP ona rakip olabilir, ne de MHP…Erdoğan’ın çöküşünü, sol siyasetin yokluğu değil, sağ muhafazakar kesimdeki alternatifsizliği geciktiriyor,..Onun korkusu, Gezi’nin o maskeli kahraman Zorro’cu imgesidir. Fethullah Gülen’in Türkiye Demokrasisine yaptığı siyasi tahribatta buradadır: Gezi’nin sildiği Erdoğan’ı gündemde birincil hedef haline getirdi. Gezi, Erdoğan karşıtı gösterilerdir şüphesiz ama zamanda bir adım ileri gidilip bakıldığında daha fazla bir şeydir: yepyeni bir politik anayasadır,yepyeni bir yurttaşlık profilidir ve nüfus kağıdı bilgileri boş olduğu için muazzam bir umuttur. Ama bu Vaclav Havel ‘in umudu türünden bir umut:”umutlu olmak boş bir iyimserlik değil, geleceğe duyulan güvendir.“Gezi Türkiye Demokrasisinin yeni müziğinin sound’udur. Taksim’de, ‘’herşey kendimizden başlar ve sonra yarın yeniden ama yine bizlerden başlar’’ dediler insanlar bir kere..30 Mart Seçimleri, Gezi’nin sözlerini geri alamaz.. Biliyorsunuz; AKP bırakın Gezi’yi ,Korkmayan Fenerbahçe’yi bile teslim alamadı… Boş oy atın da, Türkiye Demokrasisi güzel şarkılar söylesin…Boş oy ,deneme değil etkin karar ve doğrudan eylem olacaktır.Bu seçimlerin hiçbir önemi yok..Sağ muhafazakar Makyavelist CHP sistem çöker altında kalırım korkusuyla Meclis’ten toplu istifa etmiyor.Yoksa bu rezil kepaze ifşalardan sonra Meclis’te kaldığı her an’ın, AKP yi tazeleyecek vakit kazanma olduğunun farkında. Al birini vur ötekine .Gezi hep önümüzde kalacak…HEPSİ GİDECEK..DEMOKRASİ KALACAK…BAZILARI YARGILANACAK…
Kenan Güvenç